Sayfalar

9/06/2012

ASLINDA BIR KONU VAR

dün bir sürü huzur ve ermişlik edasıyla bir yazı yazdım ya hani... 

(burada yasemin mori) aslında bir konu var (isimli şarkısını söylemeye başlar...) çözemiyorum...

bilgi ve davranış biçimlerimiz üzerine düşünüyorum... hepimizin yargıları var. karşılaştığımız herşeyle ilgili bir sürü şey geçiyor aklımızdan ve öğretilmiş- düşünülerek ulaşılmış-deneyimler sonucu edinilmiş-pişmiş-kaçmış bir takım bilgileri kullanarak bir takım sonuçlara ulaşıyoruz değil mi? sonra, bu sonuçları değerlendirip, içlerinden bazılarına tutunup öyle tepki gösteriyoruz. peki iyi de, bunların doğruluğundan nasıl emin oluyoruz?

merak ediyorum, her karşılaştığı etki karşısında, oturup düşünüp, ön yargılarını bir kenara bırakmaya çalışıp, bir o pencere, bir bu tencere ve bir de çatıdan bakarak hareket eden var mı? bazen alıklığım mı tutuyor  yoksa, boşuna mı bu kadar her köşeye taşınıp, düşünüp hareket etmeye çalışıyorum? doğrusu ne, bilmiyor muyum?

aslında bir doğru var(böyle bir şarkı bilmiyorum henüz); insanın kendi doğrusu... eğer kendi doğrusu, genel doğrularla uyuşmuyorsa birinin, o zaman işte, hem öbür hem kendi doğruları arasında bir yerde dengede kalabilmek için sanırım, empati yeteneğini devreye sokarak, genel doğruları en azından anlaşılır bir dizge içinde algılamaya çabalar o biri. bu durumda işte, farklı doğruların sınırları belirginliğini yitirir ve belki bazen iç içeymiş gibi görünebilir. benim koskocaman karman çorman pek seviyor böyle anları, tam ona göre örneğin. genel doğru ile kendi doğrusunu uzlaştırabilince daha huruzlu ve mutlu bir hayata sahip olabileceğini düşünüyor ya insan hani, kendi deneyimlerimden yola çıkarak söylüyorum: yalan!

bazen de öyle net bir şekilde emin olabilir ki kişi, iki doğrunun hiç bir noktada kesişmediğine; yüz kere deneyip görmüştür ki... inatla kendi doğrusu boyunca hareket eder. ama, bu davranışın da sonu mutluluk olmaz; kendini gerçekleştirmek diye düşünür insan, ama, mutlu olmaz işte, huzurlu da...

bir yerde, en az iki doğruyu da taşıyabilecek bir denge noktası olması gerek. kabul etmek ve akmak, düşünmeye gerek duymadan sadece hareket edebilmeyi sağlayacak bir nokta! sanki o noktayı bulursam çok rahatlayacakmışım gibi bir his var içimde.

o'sensei ueshiba'nın da dediği gibi, acaba karmaşayı çözmek için tam ortasına mı girmek gerek mesela? ya da karmaşayı olduğu gibi kabul etmek? kargılaşmadan, odunlaşmadan...

çözemiyorum işte... belki daha çok pratik yapmak gerekiyordur bu denge konusunda, ta ki çinli akrobatlar kadar esnek ve konsantre olmayı öğrenene dek...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder