Aslında, 7 yaşında mıydım, 8 yaşında mıydım tam hatırlamıyorum ama işte hala kafası bulanık zamanlardan birinde, bir belgesel izlemiştim: bir kralın mezarını açıyorlardı ve içinden çıkan kemikleri fln gösteriyorlardı... "ahanda" dedim, "ölceksin kızım, geriye senden kemiklerden başka hiç bir şey kalmayacak! annneeaaaaa!" dehşete düşmüştüm :) hiç bırakmadı peşimi o dehşet... bir gün, öyle böyle şunları yazmışım, belki bir gün hakikaten bir öyküde geçer veya kendi başına bir öykü olur, belki de olmaz.... :
ispanyolca öğrenmek için güney amerika'ya gidip, dünyaya aldırmadan dans etmek ve hatta ispanyolcayı bile çözemeyecek kadar içip sonra da bi anda havada yok olmak istiyorum galiba bazen... sonra bir gün kemiklerimi bir belgeselde gören 8 yaşındaki bir çocuk, ölünce kendisinden kemiklerden başka bir şey kalmayacağını anlayıp, hayatta olmanın sonunu farkedip, 9 yaşında hiç olmamış olmayı isteyip, 32 yaşında ispanyolca öğrenmek için güney amerika'ya gidip dünyaya aldırmadan dans etmek isteyip, sarhoş olup, bi anda yok olup, sonra onun kemiklerini bir belgeselde gören öbür 8 yaşındaki... amaaaaaan... hayat çok garip galiba bazen... belki de çağrışım ve beyindeki nöronların yer değiştirmesi gerekiyordur... :P
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder