Sayfalar

2/07/2012

İnorganik Çözümler - Acı ile Başetmek

bazen garip fikirler beliriyor insanın aklında. işte onlardan biri de acı ile ilgili...
acı çekmenin tek iyi tarafı, bazen, bazı durumlarda öğretici olması diye düşünüyorum. zaten kişi öğrenmeye niyetli değilse, onbeşmillyon altıyüz seksen beş kere de yaşasa aynı şeyi, öğrenemiyor, yine yine yaşıyor aynı deneyimleri diye düşünüyorum.
ama işte, acı çekmek, çok can yakıcı, çok zaman harcatıcı, çok enerji sökücü, tel bükücü, saç aklaştırıcı, kalp delici, kara delik gibi bişey; yutan yutan ve doymayan.
bir büyü öğrenmek istiyorum. gözümde şöyle bir sahne canlanıyor:
acı içindeki kişi, beyaz ötrülerle kaplanmış masaya uzanır. büyücü ondan acısını tarif etmesini ister. kişi, acısını tarif ederken, gözlerinden akan yaşlar havada asılı kalır ve büyücü onları özenle bir minik şişeye toplar. bu gözyaşları, sonuç ürünün seyreltilmesi için bir kenarda tutulacaktır.
tarife ve gözlemlerine dayanarak, büyücü, acının büyüklüğünü, derinliğini, niteliğini niceliğini tanımlar kafasında. çok pratiktir artık kendisi ve zaten ortamda, bütün duvarlar, milyonlarca renkli şişelerden oluşan raflarla kaplıdır. tanıma uygun büyüklük ve biçimde, kimisi tombul kısa, kimisi tombul uzun, kimisi hem kısa hem ince, kimsi kavanoz gibi, kimisi imbikli, kimisi ibrikli çeşit çeşit şişe içinden, bir şişe seçer büyücü. büyülü sözleri mırıldanırken, elini kişinin kalbine doğru tutar büyücü; önce fiziksel kalbine, sonra karnındaki manevi kalbine... nerede yer aldığına bakar acının: bazı acılar karında, bazıları göğüste, bazıları ikisinde de yoğunlaşabilir. hem kalbi sıkıştırıp nefes aldırmayan, hem karnını burmaktan bıkmayan, midene kramplar sokan iki hali vardır acının. ikisi birden olduğunda, çok güç bir seans olacağının işaretidir.
büyücü, derin nefesler alarak, önce karından sonra da göğüsten şişeye aktarır acıyı. gittikçe rahatlayan kişi, gittikçe derinleşen bir uykuya dalar. genelde, bu uyku sırasında kendilerini cennette hissettiklerini ifade etmiştir kişiler. uyku kişiye ve acıya göre uzayabilir, kısalabilir. Bu uyku sırasında, büyücü, şişeye dolan acıyı ayrıştırmaya koyulur; toplamda elde edilen ürünler içinde ego yarası, kişilik çarpıklaşması, küstahlık, hasret, imrenmeler, kıskanmalar, kendinden uzaklaşmalar, kendini engellemeler, sorumluluk almak istememekler, suçlamalar, kızgınlıklar, herşeyin boşa gitmesine üzülmek gibi milyon tane şeyi barındırır. kişilerin kimisi işten ayrılmıştır, kimisi ölüm acısı içindedir, kimisi aşk, kimisi dost, kimisi kişinin kendi ile kavgasındadır. fakat bilge büyücü, bütün bunları birbirinden ayırmak konusunda uzmanlaşmıştır. bir nefes üfürme ile, bütün ürünler bir kenara ayrılır. bilge büyücü, bu ürünlerin içindeki, "sonunda öğrenilmesi gereken bilgi" özlerini bir parmak şıklatması ile, ayrıştırıp, pompalı bir şişeye doldurur. içeriğe göre renk alır şişedeki sıvı. bu yoğun sıvıya, yine kadim sözlerini mırıldanarak, gözyaşlarını doldurur büyücü. ve içine bir kaç damla sakinleştirici söz damlatır. uyku halindeki kişiye bir kaç damla içirdikten sonra, kişinin rüyasına girer ve ona bilgeliği ile acısında gördüğü detayları anlatır. Sonra beraber rüyadan gerçek dünyaya dönerler büyücü ve kişi. Kişi unutur rüyasında büyücü ile olduğunu ama artık bilinçaltı farkındadır herşeyin.
büyücü elinde tuttuğu renli pompalı şişeyi uzatır kişiye ve der ki, "her gün günde üç kez sık bu parfümü üstüne, özellikle de solumanı öneririm, sıktığın anda, havayı" kişi, muhteşem bir rahatlama içindedir. bir anda, enerji, mutluluk ve anlam veremediği ama anlam vermekle uğraşmak da istemediği bir huzurla doludur artık.
tıpkı büyücünün söylediği gibi, her gün günde üç kez sıkar parfümü üstüne ve solur havayı. her seferinde biraz daha farkındadır kendinin, yaşadıklarının, her şeyin anlamının... şişe bittiğinde, her şey öğrenilmiş ama hiç acı çekilmemiştir; hayat mutlulukla akıp gitmektedir.
gerçekten böyle bir büyü olmasını istiyorum. harika olmaz mıydı? büyük ihtimalle bir sürü yazı yazılmamış, çizimler çizilmesmiş, şarkılar bestelenmemiş olurdu ama, yine de harika olmaz mıydı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder