yaz geliyor.
yazın başındaki ılık günlerden birinde, toprak çiçeklerle renklenmişken, denizde nasıl yüzdüğüm geliyor aklıma.
kayalıklarda, derinliğine rağmen dibindeki yıldızları ve gün balıklarının renklerini görebildiğim şeffaflığı ile, sakin, pürüzsüz, güneşin ışığını minik parıltılarla yansıtan yüzünü hiç bozmadan, sadece orada olmak, suyu hissetmek... her yerimi saran doğanın karnında gibi, yumuşacık ve huzurlu...
biliyorum, insan aynı nehirde iki kere yıkanamaz, aynı denizde iki kere yüzemez. her şey değişken ve dinamik. yine de bu bazı anları aklıma, ruhuma ya da neredeyse işte oraya saklayıp, ihtiyaç duydukça hatırlayıp keyfini çatmaktan alıkoyamaz beni.
özlediğim insanları, şehirleri, kedileri ve köpekleri, gözümü kapatıp hissini hatırlayarak hasret gidermek, çocukluğumdan beri öğrendiğim bir şeydi. bu yüzden, bir şeyleri büyük büyük, yoğun yoğun yaşamayı ve kaydetmeyi huy edindim sanırım. aklım, aradaki boşlukları dolduruyor elbet. görüşmeyeli neler olmuştur, neler geçmiştir herkesin başından?
kim nasıl değişmiş olabilir, tahmin etmeye çalışabilirim tabii ki. mesela o denizde kimler yüzüyor, kaç çocuğun zıplamasını kucaklarken neşeli kahkahalarına tanıklık ediyor,
kaç dolunay parlatıyor karanlık derinlerini, kaç gün ısıtıyor güneş içini;
ya da kaç gün, nasıl rüzgarlar patlıyor üzerine, kimler taş kaydırdı üzerinde? taşların da yüzeyleri suyun yüzü gibi pürüzsüz ve yumuşak mıydı? yoksa sert pürüzleri ile yüzünü acıtarak deldiler mi onu?
tüm bu sorular aklıma gelse de, hiç bir yanıta sahip olmadan, sadece bir anlığına tekrar o ılık ve berrak suda yüzmeyi hayal ederek, kendi gerçekliğimin içinde mutlu olabilirim.
gün ortasında, gece uykusunda, canım sıkıldığında kaçıp mutlu hissedecek milyon an birikir böylece.
ve sonra, tekrar karşılaşmalar yaşandığında, insanların, kedilerin ve köpeklerin, şehirlerin ve denizlerin hiç değişmemiş gibi, her seferinde yeniden sıcak sıcak kucaklaması, belki de bu hayallerle görünmez bir iletişim ağı kurduğum içindir.
belki fark ettiğimizden fazlasını hissediyor ve biliyoruzdur. o kayaların dibindeki, derinliğine rağmen şeffaf ve berrak, pırıl pırıl su ile yine buluşacağım, biliyorum. sabırla yazı, güneşin içimi ısıtmasını, gün balıklarının renklerini bekleyeceğim.
güneş